HERO Dash 110i motorsikletle alakalı bilgiler.

HERO DASH 110i



KONU: 

   Sıfır kilometre Hero Dash 110i marka ve model iki tekerlekli motosikletin kullanım tecrübeleri. 

AMAÇ:

   Bayiiden sıfır kilometre(fabrika çıkışı) alınmış bir Hero Dash 110i marka ve model iki tekerlekli bir motosikletin, kullanımı sırasında ortaya çıkan sorunların ve kendimce çözümlerinin aktarılması. Yakıt tüketimi, blog/çevirim içi yazı dizisi'nin içerdiği tarihte doğrudan ve dolaylı oluşan masrafların diğer aynı marka model motosiklet kullanıcılarına yardımcı, yol gösterici, karar vermede etkili bir içerik sunmak.

KAPSAM:

   Gönüllü üretilen bir içeriktir. Aynı marka model motosiklet kullanıcıları veya bu vasıtayı-veya muadil malları- edinmeye niyeti olan kişilere yöneliktir. 

Alper Kutalmış Çiftçi-2019 Sarıyer/İstanbul.
İlginize teşekkür ederim. 
İzinsiz alıntı yaparsanız gelir sizi bulurum ;)




"Neden motosiklet?"

 
 Motosiklet alırken ki motivasyonum öncelikli olarak İETT(İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri)  seferlerindeki aksamalar, yine aynı seferlerin yaşadığım bölgede bilhassa hafta sonları iki saatte bire kadar seyrekleşmesiydi. Bu seferlerin akşam onda evet 22:00'da bitmesi de cabası. Rezalet yani. Vatandaş için rezalet ama ceza, akaryakıt ve vasıta ve hatta buna bağlı harcamaların üstündeki vergi yükünden geçinen bir sistem için gayet iyi.         Biraz makro gözlemle anlaşılabiliyor ki bu bir devlet politikasıdır. Amerika'da trenlerin dökülüyor olması gibi, Türkiye'de örneğin Afrodisyas antik kentine toplu taşıma ile gidemezsiniz. Yok çünkü. Olan da zaman kaybı. Belki bir tam gün gezilecek yer için yarım günü yolda geçirmek berbat bir şey. 
   İzmir'den Efes'e toplu taşıma ile üç buçuk saat sürüyor İZBAN trenleri ve şehir içi/dışı minibüs ve otobüs hatlarıyla. 70 kilometrelik bir yoldan bahsediyorum. İstanbul'da evime otomobille yirmi dakikalık mesafeyi saatine ve otobüs şoförüne göre değişen 35-50 dakika arası bir sürede alıyorum. 

Not: Tarabya bayırının alt ucundaki köşeye arabasını bırakan hanımlar beyler, otobüsün manevrasını engelleyen herkes, garibanın ahı üzerinizde, kaybettiğimiz zamanların vebali onun da üzerinde. 

   Bana otobüsün maddi yüküne görece daha yakın, otobüsün hareket kabiliyetinden çok daha esnek olan bir vasıta gerekiyordu. Eve dönerken metro, vapur, otobüs ve metrobüsün saatlerini, sefer aralıklarını ve sefer bitişlerini ezbere bilip derin stratejiler kurmadan ulaşım ihtiyacımı karşılayabileceğim bir makina gerekiyordu. İlk harfi "M" idi.


"Neden A ehliyeti?"

Bunun en önemli sebebi zaman ve paradan tasarruf. Şimdi bildiğiniz gibi yeni sisteme göre cc(motor hacmi) ve elektrikli motorların ürettiği güce göre A1, A2, ve A olarak üçe ayrıldı(mopet türü M’yi saymazsak, o binek araba ehliyetiyle veriliyor). Velhasıl A ehliyeti alırsanız Devlet nezdinde tüm iki tekerleklileri kullanmaya yetkinliğiniz olacağı için bir defa kursa gitmiş, bir defa kart parası vermiş ve bir defa sınava girmiş olacaksınız.İkinci sebepse A1 ve A2 için sınavda kullandığınız motorsikletler nispeten düşük cc, düşük tork üreten motosikletler. Sözgelimi benim sınavda kullandığım araç Honda CBF500 idi. Motoru görmeniz lazım, düşük hızlarda debriyajı sıkmamanız yetiyor gitmesi için. Kendi torku öyle yüksek ki o torkla hareket edebiliyor. Bu da düşük hızlarda hakimiyeti çok daha kolay bir motor yapıyor diğerlerine göre. Örneğin 250 cc bir motoru yarım debriyajda yürütürken acemilikten anında istop ettirebilirsiniz. Belki sağlıklı motorda başınıza bu gelmeyecektir ama sürekli acemilerin kullanıp sürekli devirip durduğu motosikletlerden bahsediyorum burada. Mesela benim eğitim aldığım ve sınava girdiğim motosiklet CBF500’ün düz gidememe problemi vardı. Bizzat ben de düşürdüm. Hafif kayık gidiyor motor. Keza kursun envanterindeki Bajaj 200(cc sini tam bilmiyorum ama bu civarda bir şey) sürekli istop ediyordu. Durmadan. En ufak bir hatada. Hatta önümde sınava giren arkadaşın sınavı esnasında istop etti. Neyse bu durumda sekiz yaparken en rahat araç 500 cc’lik bir makine oluyor. Hatta tork yüzünden çok hızlandığından arka freni bile kullanıyorsunuz.

Resim 1: Honda CBF500




"Neden HERO?"

   
Hero'yu tercih sebebim Heromotorcorp'un Honda'nın motorlarını üreten firma olmasıydı. Bir nevi Huawei'nin fabrikası ve Apple arasındaki ilişki gibi. 

"Neden Dash?"

   Model seçiminde en etkili olan unsur az yakması yönündeki beyanlardı. 

"Kaça bu alet?"

   Bu vasıtanın fatura fiyatı 6626 TL. Belge düzenlenme tarihi 02.10.2018. Noter de durur mu yapıştırmış masrafı: 137 TL. ("çok" dediğini duyar gibiyim. Sordum lale bey sordum bedava verir mi diye yok dedi vermem dedi adam. Rahatladın mı? Sıfır almak epey hata oldu galiba... Neyse bakalım...)

"Sisteme Entegrasyon"

 
 Ehliyeti, vergisi, dolaylı vergisi, akaryakıtı, bürokrasi giderleri,... İşte bunların hepsi s...

1.Ehliyet masrafları:
2018 sonunda yazıldığım kursun fiyatı 1500 TL idi. Daha önce hiç ama hiç kullanmadığım için her derse gittim ve kış ayında gittiğim için her ders sonunda tuvalete gitmem şarttı :)  İBB tuvaletlerindeki temizlik emekçilerine selam olsun. Memlekette işini olması gerektiği gibi yapan sayılı fertlerdir. Sınav ücreti 120 TL. Kart parası, değerli kağıt bedeli ve Emniyet Teşkilatı'na Destek Vakıf Payı toplam 400 TL. Sırasıyla 200, 166 ve 30 lira. Vesikalık fotoğraf 30 TL. Sağlık raporu için devlet hastanesine 50 TL
   Zorunda olmadığınız bir gider kapısı daha var. Benim gibi çaylağın çaylağıysanız sınavdan önce özel ders almanızı tavsiye ederim. Ben Enis İzci hocamdan 650 TL'ye aldım. Sabah alıyor sizi akşama kadar çalıştırıyor Kurtköy'de boş bir alanı kuka vb. ile düzenleyerek. İyi de çalıştırıyor. Bir de pazarlık etmeyin adamın zamanı emeği, bilgi birikimi... Siz bilirsiniz tabi de bana oldu bitti tuhaf gelmiştir insan emeğinin pazarlığını yapmak... Bunu bir koruma masrafı olarak düşünebilirsiniz.
   Özet: 2750 TL verdim, daha ortada motor yok. 

Detay: Bu üç kalem paranın "kart bedeli" ve "değerli kağıt bedeli" ni e-devlet kapısından yatırabilirsiniz. Fakat vakıf bağışı 30 liralık ücreti, ayrı kalem olarak ATM'den yatıramazsınız. Bunun için Vakıfbank veznelerini kullanabilirsiniz. Ziraat Bankası veznede dahi üç ayrı kalem olarak değil tek seferde alabiliyor. En iyisi Ziraat ATM'sinden tek seferde yatırmak. 


"Kaporta sensin olm..."

   
Motosiklet kullanma motivasyonumu anlattım. "Arka kaydırayım ön kaldırayım" dan ziyade "eve gideyim, işe gideyim, şu iş var onu halledeyim..." şeklinde... 1500TL korumalara verdim. Bunun en önemli iki kalemi 450 TL'ye Spidi Safety Lab dizlik ve 700TL'ye Revit Yazlık Mont. Ha ilaveten kask da LS2 FS352, 400TL

   Yani aşağı yukarı 4500TL eğitim, koruma vergi, harç masrafları en az. Hatta paranız varsa korumalara daha çok harcayın. Akıllı harcayın tabi ki. Ama harcayın. Yarışlarda düşen motorculara bakın. İstanbul'daysanız Turing'de eğitim alın ücretsiz eğitimler var. Mosotiklet kaza görüntülerine sonrasında oluşan hasarlara bakın. Sakın ha sakın bu işi tiye almayın. Kaportası olmayan bir alete biniyoruz. Kaporta biziz! Ve insan vücudu 30,50,80km/s ve üstü hızlarda asfalta, betona, saca çarpacak şekilde bir tasarıma sahip değil. Korumalar sahip!

"Orijinal lastikler patates!"




Koşullar:


Hissedilen sıcaklık: 4 Derece Santigrat
Rüzgar hızı: 34km/saat
Araç hızı: 60km/saat
Yüzey: Çiğ sonrası ıslak zemin.
Zemin: Aşağı doğru eğimli.

Orijinal lastikler : MFT Nylon Tubeless.
Ön lastik özellikleri: 90/90-12, 54Joule, 32 psi.
Arka lastik özellikleri: 90/100-10, 53Joule, 32 psi.


Koşulları yazıyorum ki değerendirme elden geldiği kadar nesnel olsun. Burada firmayı suçlamak gibi bir derdim yok. Amaç benzer koşullarda başınıza gelebilecek olumsuz durumlara hazırlıklı olmanızı sağlamak.

   Bir sabah işe giderken yukarıda yazdığım koşul ve lastiklerle Sarıyer yönünden Levent yönüne giderken Hacı Osman bayırını geçtim ve bayırın üst ucunda beliren havuz gibi dolun altına dalıp geri çıkan bölgeden geçtim. Geçerken rüzgarın çok soğuk ve şiddetli biçimde önden geldiğini fark ettim. Ama bunun bana sorun yaratacağı aklımın ucundan dahi geçmemişti. Geçide girdim ve eğim başladığı anda motorun tekerleklerinin yerle bağlantısının kesildiğini fark ettim. 30-40 metre kadar bu şekilde kaydıktan sonra eğim bitip yol düzleşince yolu tutmaya tekrar başladı tekerlekler. Kayarken gidonu hafif ve nazik hareketlerle sağa sola çevirerek durumu daha az tehlikeli hale içgüdüsel olarak getirmiş oldum. Yolun kalanını 40-60 km/s hızla gittim. Buna köprü dahil. Çünkü geçide girerken arkamda araba vardı ve düşseydim otomobil sürücüsü de duramayıp beni ezebilirdi. Yani “düşersem 50 ile düşeyim” düşüncesiyle yolun kalanını risk almadan tamamladım. Ertesi günü lastiklerimi değiştirdim. Şu ana kadar(1 aydır) hiç sorun yaşamadım lastiklerimle ilgili.

Yeni lastikler:
Arka: Michelin S83 100/90-10 56 Joule.
Ön: Michelin Pure 110/70-12 47L

Lastiği balansı değiştirmesi toplam liste fiyatı: 430 TL

"El marşı veri nanay...Yolda kaldım!”

Motoru bir kaç saat yalnız bırakmayayım. El marşı çalışmıyor. Hele hava 8 derecenin altındaysa, ayak marşını kullanmak zorunlu hale geliyor. Yolda kalana kadar bunun standart bir durum olduğunu sandım. Halbuki değilmiş...

El marşı basmıyor. Skuterlerin çoğunda olan bu problem sağ olsun Bakırköy’deki Hero bayiisi Cengiz Motor sayesinde bende de var. Hatta yolda kaldım. Elektrik montaj bağlantıları düzgün yapılmamış motor epey tehikeli bir şeymiş. Rodaj yağını değiştirmeye motoru aldığım yere, Cengiz Motor’a giderken otoyolun ortasında, birden kornamın çalışmadığını ve dashboard(gösterge paneli ve çevresi) ndeki tüm ışıkların yandığını fark ettim. Ne olduğunu tabi ki anlamadım ve Nurtepe Viyadük İETT durağıyla otoyolun arasına çektim motosikleti. Marşın da çalışmadığını anlayınca “hah, şimdi mıçtık” dedim. Aradım, yolcu sağ ayaklığının arkasına denk gelen yerde bobin kablosunun gevşemiş olabileceğini söyledi bana bu motoru satan arkadaş. Baktım, tüm kablolar sımsıkı duruyor. Her şey yerli yerinde. Ayak marşı da çalışmıyor. Benzin göstergesi ortadan yukarıya ve aşağıya eş zamanlı hareket eden bir animasyon yapıyor. Yakıtla ilgili bir problem yok. Tripometre 80km.’de ve her benzin aldıktan sonra tripometreyi sıfırlıyorum. Neyse bu işlerden anlayan bir yakınımı çağırdım. Elimizde motor üst geçitten geçirip motorcuya gittik. Adam garantisini bozmamak için şöyle bir bakmayı bile reddetti. Haklı bulup motoru en yakın Hero Motor’un yetkili servisine taşıttırdık. Elektrik montaj bağlantıları yapıldı. Sorun motorun şasi almaması ve kısa devre yapmasıymış.

"Yakıt Tüketimi

Rodajdayken 100 km.’yi 2,7 litre harcayarak kat ettiğimi ölçtüm. Bu kaba bir hesaptı.

Şimdi detaylı bir hesap yapalım: Yeniköy Shell’den 4,360 Lt. Benzin aldım ve depoyu tam doldurdum. Yani depoda 5,5 litre benzin vardı. Tamı tamına 200km. sonra tekrar benzinliğe gidip 5,03 litre benzin doldurduğuma göre 5/2’den 100 km.’de 2,5 litre yakıt tüketimi var. Ama çok önemli bir husus var. Daha da az tüketebileceğine eminim çünkü bu yolun çoğunu(özellikle 2 litresini) Sarıyer Zekeriyaköy’den Küçükyalı İGDAŞ’a gidip gelerek harcadım ve bu güzergah bir çok manyak şoförün aynı yerde yığılma pahasına s...k var gibi 120’den aşağı gitmeyip tehlike saçtığı bir güzergah. Yani ben de ortalama 80 km/s hızla en yüksek 95km/s ‘e çıkarak gittim yolu. Bu da motorun üretilme amacına hiç uymuyor. Yani bu 110cc’lik bir skuter. Bastıkça gidiyor ve bastıkça yakıyor. Bu kadar yakması bile iyi aslında. Rodajdan yalnızca 0,2 litre fark etmesi sanırım bununla ilgili...






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar